26 Şubat 2011 Cumartesi

Büyük Roman, son cariye ilk sultaniçe

İzzeddin Çalışlar, Doğan Kitap

Sene 1941, Vaniköy'de bir yalı. Yalıda bir araya gelmiş 5 birbirinden egzantrik tip. Yalının efendisi Azamet hanım, son padişah Vahdettin'e olan aşkıyla kafayı yemiş Çingen asıllı bir saray cariyesidir; saçmasapan olaylar neticesinde İstanbul'dan kaçmazdan evvel padişah'tan bu yalıyı hediye olarak almayı başarmış, ama Vahdettin'i hiç unutmamış, takıntı yapmış. Cüce Füruzi, erkek görünümlü dişi bir hilkat garibesi, sarayda cüce soytarı iken Azamet'le yalıya gelmiş, Azamet'in eli ayağı olmuş, inanılmaz bir hafızası var, herşeye divan edebiyatından bir beyitle cevap veriyor. Halime Hanım, bir eski İstanbul beyefendisi! Kitapta okuyacağınız tuhaf olaylardan sonra artık bir İstanbul hanımefendisi olduğuna inanmış, hayatını bu şekilde geçiriyor. Şair Şefik eski bir sosyalist, Halim-Halime'nin de üvey ağabeyi. 1 Mayıs 1923'de Amele bayramında çıkarttığı olaylardan beri aranmakta. Müslim, çocukluğu İstanbul'da tekkede geçerken nasıl olduysa Malta Kardinali Mösyö Duposte olmuş emekli bir monsenyör.

Bütün bu şahane karakterler, bir takım olaylar sonucu Vaniköy'deki yalıda bir araya geliyor. Azamet hanım kafayı üşütmüş, Sosyalist Osmanlı İmparatorluğunu kurup dünyaya hükmetmeyi aklına koymuştur. Bu beş tatlı kaçık ister istemez öyle bir nümayiş çıkartırlar ki, olaylar Reisicumhur İsmet Paşa'nın kulağına kadar gider.

Büyük Roman tarihi bir güldürü. Kısacık, tadı damakta kalan bir kitap (Sadece 174 sayfa), kısa kısa bölümler, geçmişle 1942 arasında gidip gelerek 5 kahramanımızın hikayelerini açıklarken nasıl olup da bu köhne yalıda biraraya geldiklerini anlatıyor. Anlatırken de bol bol güldürüyor. Okuduğum en değişik lezzete kitaplardan biri oldu:))) Tarihi kitap sevenlere hararetle tavsiye olunur.

"Bu kez orta salonu “Yaşasın Osmanlı emperyalizmi,” nidaları kapladı. Kimi impiryalizması, kimi emprimesi, kimi emprazaryosu diyordu ama neyse... "

"İffet Hala, “Olur mu canım öyle şey? Ne demek ‘Halim değilim, Halimeyim?’ Tövbe de. Bu ne biçim şaka?” dedi. Derin bir iç geçirmeyle yerinden doğrulan 89 yaşındaki,Balkan Harbi gazisi Memduh Bey, bastonuna dayanıp, “Devril, bre kafir!” diye ayağa kalktı ve aynen yere yığılıp fücceten gitti."


"Füruzi artık her adamı erkek olarak görmeye başlamıştı. Her bir adam bir erkekti, ve şaşılacak şey, her birinin bir malafatı olmalıydı."






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.