28 Eylül 2014 Pazar

Dracula Günlükleri (Anno Dracula)


Kim Newman, İthaki Yayınları

Çeviri : Cihan Karamancı



Bram Stoker'ın vampir edebiyatını yaratan klasik romanı Dracula'nın finalinde, kahramanlarımız Van Helsing, Jonathan Harker, Arthur Holmwood ve Jack Seward ; karanlık lordu yok ederek Mina'yı vampirlikten, Londra'yı da Kont'un işgalinden kurtarırlar. Elimizdeki roman ise gizli arzularımıza kulak verip, ya Dracula kazansaydı diyor ve bu alternatif son üzerinden devam ediyor.

Dracula, yüzyıllardır ölmeyen Eflak prensi Voyvoda Tepeş; Londra'da Van Helsing'i yenilgiye uğratmış, dölleriyle şehri istila etmiş, Kraliçe Victoria ile evlenip tahta kurulmuş, ülkeyi yönetmektedir. Ekseri yeni doğmuş vampirler, sıcaklarla (dönüşmemiş insanlar) beraber bu yozlaşmış şehirde yaşamaktadır. Kimi önemli mevkilere gelmiş, çoğu birkaç damla kan uğruna fahişelik yapmaktadır. Gümüş bıçaklı bir katil, fahişe vampirleri öldürmeye başlayınca, hem insanlar tarafında hem de ölmeyenler arasında huzursuzluk baş gösterir. Kahramanımız Charles Beauregard, cinayetlerin peşinden koşarken, Kazıklı'dan bile daha kadim ve soylu vampir Genevieve ile işbirliği yapar. Bu esnada katilden "Karındeşen Jack" imzalı mektuplar gelmeye başlamıştır.


Dracula Günlükler, temel olarak BramStoker'ın yarattığı romandan ve vampir mitinden yola çıksa da, Victoria dönemine ait sayısız detayı, gerçek ve kurgu kişilikleri hikaye içinde pek çok kez kullanıyor ve kitabı okurken bunları keşfetmek çok zevkli! Sherlock Holmes'dan Mycroft'a; Oscar Wilde'den Billy The Kid'e sayısız karakter geçiyor sayfalardan. Atmosfer nefis, o sis basmış, fuhuşun, ahlaksızlığın diz boyu gittiği Londra sokaklarını yaşarcasına okudum ben kitabı.

Vampirlere, alternatif tarih romanlarına, Victoria dönemine merakı olanların kesinlikle kaçırmaması gereken bir roman!



26 Eylül 2014 Cuma

Kemik Atlası (Map Of Bones)


James Rolling, Pegasus Yayınları

Çeviri : Özber Çin



Bu kitabı hiç sevmedim. Çevirisini de beğenmedim. "Biz de bunu yapıyor olacağız" , "bilmem ne ediyor olacağız" böyle bir Türkçe var mı Allah aşkına? Kitabı kendimi sıkıp bitirdim, bitirince de gidip listemdeki büyün Pegasus kitaplarını sildim. Yani bilemiyorsun ki, misal Bir Genç Kızın (D)Evrimsel Keşifleri'nin çevirisi gayet güzeldi.  Başka bir kitabı alıyorsun leş çıkıyor. Yoruldum.


Ne yazayım? İşte bulmaca çözüp ipucu peşinden dünyayı dolaşmalı bir macera romanı. Sanırım bu kahramanların maceralarının serisi var. Şahsen okumaya niyetim yok.






23 Eylül 2014 Salı

Ötekiler Arasında (Among Others)


Jo Walton, İthaki Yayınları

Çeviri : M.İhsan Tatari



Ötekiler Arasında'nın arka kapağını okuduğumda periler, büyücüler aleminde geçen bir roman sanmıştım. Sonra bambaşka bir şey çıktı. Kahramanımız Morwenna, Galler bölgesinde yaşayan genç bir kız. İkiz kardeşi, deli bir büyücü olan annesi yüzünden ölünce, Mori de yıllardır görmediği babasının yanına kaçıyor. Babası Mori'yi zengin İngiliz kızlarının okuduğu bir yatılı okula yazdırınca, diğer öğrencilerle kaynaşamayan Mori, teselliyi çok sevdiği kitaplarda buluyor.

Ötekiler Arasında, Mori aracılığı ile tüm fantastik edebiyata yazılmış bir güzelleme. Kitap sevgisi ve kitap okuma aşkına dair bir kitap. Mori deli gibi kitap okuyor. Kitap okumak için her türlü çareyi buluyor. Fantastik edebiyat ve bilim kurgu onun hayatı. Ömrümde kitap sevgisi ve okuma aşkıyla dolu böylesine bir roman okumamıştım. Bu açıdan Morwenna adeta "Uzunbacak Baba"nın Judy Abbott'ı  (yani ben:) Tabii kitapta periler de var. Ama bunlar nedense hiç fantastik gelmedi bana. Belki kahramanımız Galler bölgesinden geldiği için, perileri görebiliyor olması, ufak tefek büyü yapabilmesi gayet normaldi benim için :)


Çok sevdim bu kitabı. En güzeli de, canım İthaki Yayınları, kitabın ekine Morwenna'nın okuduğu tüm romanların listesini koymuş. Türkiye'de yayınlanmışlarsa hagi yayınevinden basıldığını da yazmışlar. Böylece Morwenna'nın yutarcasına okuduğu, ağzı sulanarak bahsettiği kitapları biz de alıp okuyabiliriz. Teşekkürler İthaki :)





21 Eylül 2014 Pazar

Ölüm Makinesi (Gun Machine)


Warren Ellis, İthaki Yayınları

Çeviri : Samim Sakacı



Kahramanımız New Yorklu detektif John Tallow. Ortağıyla aldıkları bir çağrıya cevap verip, Pearl Caddesinde kalmış son asansörsüz binaya gidiyorlar. Burada kafayı tırlatmış çıplak ve silahlı adam Tallow'un ortağını vuruyor. Tallow da adamı vuruyor ve duvarda açılan delikten, tamamen şans eseri, apartmandaki bir daireyi keşfediyor. Daire baştan aşağı silahlarla dolu ve silahların her biri, son yirmi yılda işlenmiş faili meçhul cinayetlerle eşleşmekte! John Tallow, boyundan çok büyük bir davanın altında hem de tek başına kalakalıyor. Neyse ki, olay yeri incelemeden iki kafa dengi polis memuru Scarly ve Bat, John ile anlaşıyor ve davada çalışmaya başlıyorlar.


Ölüm Makinesi nefis bir polisiye, bayıldım! Yazarın dili çok zevkli, betimlemeler taze, karakterler tanıdık gibi. Olayı hem detektifin, hem de sadece Avcı olarak tanıdığımız katilimizin gözünden takip ediyoruz. Akıcı, heyecanlı, sapasağlam bir polisiye!




8 Eylül 2014 Pazartesi

Büyücüler (The Magicians)


Lev Grossman, Pegasus Yayınları

Çeviri : İlker Sönmez


Lise son sınıftaki kahramanımız Quentin, üstün zekası sayesinde Brakebills Büyü Eğitimi Üniversitesine kabul edilir. Quentin ömrü boyunca Fillory denen fantastik bir dünyada geçen kitap serisini okumuştur. Büyünün gerçekten varolması, onun hayallerinin gerçekleşmesi demektir. Böylece okula yazılır, arkadaşlar ve bir sevgili edinir. Güçlü bir büyücü olur. Ama hala mutlu değildir.

Enteresan bir kitap Büyücüler. Brakebills nasıl Hogwarts değilse, Quentin de kesinlikle Harry değil. Zaten korkak ve hatalarıyla yüzleşemeyen pısırık bir adam kahramanımız. Kötü bir şey olunca kaçıp saklanmak istiyor. Kendisini genellikle kolundan sıkıca tutup sarsmak istiyorsunuz. Yani bir macera kahramanı değil. Üniversite öğrencisi işte. Kitabın bir gerçekçiliği var. Yani uçan süpürgeler, kurbağa çikolatalar filan beklemeyin. Depresif bir roman bu, aynen bir türlü mutlu olamayan Quentin gibi. Sonunda, hayal ettiği fantastik dünyada hiç beklemediği bir savaşın içinde kendini bulunca, belki aynen bizim davranacağımız gibi davranıyor Quentin, duvar halılarının arkasına saklanıyor.

Kitabı hiç ara vermeksizin okudum. Son derece akıcı gitti. Söylemeliyim ki, kitap sizi alıp maceralarla dolu fantastik dünyalara götürmüyor. O tarz bir eser değil. O dünyalara gitmeyi hayal eden birinin gerçekten dileği kabul edildiğinde ne duruma düşebileceğini tasvir ediyor. Sanırım en iyi bu şekilde ifade edebilirim.

Bir kötü durum, kitabı İthaki değil Pegasus yayınladı. Bu yüzden de, aslında üçleme olan serinin devamı basılacak mı, hiç bir şekilde emin olamıyoruz.

Hayırlısı be gülüm!




7 Eylül 2014 Pazar

Amma Hoş Adam (This Charming Man)


Marian Keyes, Artemis Yayınları

Çeviri : Zeynep Heyzen Ateş



Kitapçıda gezerken önce o çılgınca pespembe kapağı sonra da kalınlığıyla dikkatimi çekti bu kitap. Bu romantik komedilerin tuğla kalınlığında olmasına pek alışık değiliz :) Yine de merak ederek aldım, pişman da olmadım.

Marian Keyes'i ilk kez okudum. Sophie Kinsella kategorisinde ancak belki bir tık üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Kadınların adamlar yüzünden (bu kitapta tek adam) düştükleri komik durumların yanı sıra gayet ciddi alkolizm ve kadına şiddet temalarını da işliyor romanımız.

Olaylar 4 kadının etrafında dönüyor. Lola uçarı bir stil danışmanı. Sabah kalkıp 16 aydır beraber olduğu meşhur politikacı Paddy de Courcy'nin evleneceği haberini alıyor. Hem de başka bir kadınla. Yarı çıldıran Lola İrlanda taşrasında bir kasabaya kaçarken, gazeteci Grace ise Paddy hakkındaki gerçekleri öğrenmeyi kafaya takmış. Grace, Lola ile röportaj yapmak için uğraşmaya başlıyor. Grace'in kız kardeşi Marnie ise yıllar öncesinde kalmış ilk gençlik aşkı Paddy'i unutamıyor. Tabii bir de nişanlı hanım Alicia var. Kitap sırayla bu dört kadının yaşadıklarını anlatıyor.

Gayet rahat okunan, çok da boş olmayan bu kitabı sevdim. Çevirisini sevmedim ama elden ne gelir?  (slov diye bir kelime mi türedi Türkçe'de?) Yazarın başka kitaplarını da okurum.