26 Temmuz 2015 Pazar

How to Be Parisian Wherever You Are: Love, Style, and Bad Habits


Anne Berest, Audrey Diwan, Caroline de Maigret, Sophie Mas


Bu kitap ilk çıktığında epey takıntı yapmıştım. İlla (iş sayesinde sık gidebildiğim) Paris'ten almak istiyordum şunu. Aaaa sonra bir baktım D&R, Remzi her kitapçı yıkılıyor bu küçük beyaz kitap ile. Sonuçta Cevahir'deki D&R'dan almış bulundum:)

Sonuçta eğlenceli bir kitap, Parisli kadın şöyle yapar böyle giyinir, nasıl cool takılır tadında. Ama çok çok yüzeysel. İlla da yapacak daha iyi bir işiniz yoksa ve benim kadar Paris tutkunu iseniz okunabilir.



25 Temmuz 2015 Cumartesi

Go Set a Watchman

Harper Lee



Go Set a Watchman, Bülbülü Öldürmek'in devamı gibi lanse edilmişti. Aslında Bülbül'ün ilk taslağı imiş. Harper Lee bu romanı daha önce yazmış. Sonunda Bülbül'e evrilmiş roman.


Kitap yayınlandıktan yaklaşık 1 hafta sonra orijinali Remzi Kitabevinde görünce hemen alıp okudum. Türkçesini de Sel Yayıncılık sene sonuna kitap fuarına yetiştirecek. Tabii onu da okurum.


Watchman Bülbül'den 20 sene sonrasında, New York'dan eve dönen Jean Louise'in yaşadıklarını anlatıyor. Bülbül'ün aksine olayları Scout'ın ağzından dinlemiyoruz bu sefer. Maycomb Kasabası, Güneyli yaşam tarzı, zenci politikaları ve Jack amca kitaptaki başlıca konular. Benim en hoşuma giden, geçmişi düşünen Scout'ın yaz tatilinde Jem ve Gil ile kilisecilik oynadıklarını hatırladığı kısım oldu. Zaten en çok Scout'ın küçüklüğünden bahsedilen bölümleri sevdim. (ilk dansı, bebeklerin nasıl yapıldığını öğrenmesi). Finaldeki Atticus & Scout yüzleşmesi ve sonunda Jack Amca ile geçenler de çarpıcıydı.

Kitabı Bülbül'ün devamı olarak düşünmeden okuyun. O amaçla yazılmamış zaten. Devamı olsaydı kalbim kırılırdı. Ama değil. Bülbül'ün ilk taslağı sadece.





19 Temmuz 2015 Pazar

Middlesex


Jeffrey Eugenides, Domingo Yayınları

Çeviri : Solmaz Kamuran



Harika bir kitap, bayıldım! Arka kapağa göre çift cinsiyetli hünsa kahramanımızın hikayesini anlatan kitabın ilk ve en çarpıcı bölümünde bir aile destanı okuyoruz aslında.


Bursalı ipekböceği tüccarı Rum kardeşler, Kurtuluş Savaşı esnasında Anadolu'dan kaçıp Amerika'ya; otomotiv sektörünün doğduğu Detroit eyaletine göç ediyorlar. Bu kısımlar harikulade lezzetli. Rum göçmenlerin yaşamı; kitabın tümüne sinmiş bir Türkiye ve Anadolu özlemi çarpıcı. Karakterler müthiş: büyük anne Desdemona, dede Lefty, Amerika'ya ilk geldiklerinde bunlara yardımcı olan Sourmelina şahane tipler. Bu ilk neslin hikayesinden sonra roman bir sonraki kuşağa; Calliope'nin anne babasına geçiyor ve Calliope ile erkek kardeşi ile devam ediyor.


Herkesin ailenin minik güzel kızı zannettiği Calliope Stephenides aslında ne tam kız ne tam erkek. Doğduğu zaman anlaşılamayan vaziyeti, bir türlü ergenliğe girememesiyle ortaya çıkıyor ve Calliope ile ailesi için acılı süreç başlıyor. Onun başından geçenler ile romanımız son derece meraklı bir şekilde devam ediyor.


Çok ama çok sevdim bu romanı! Bu senenin en güzellerinden kesinlikle.



Osmanlı'da Bir Vampir: Béla


Mehmet Bilal, Nar Kitap


Romanya'da 1800'lerde fazla dozdan ölen Béla'yı; yaşlı bir vampir ısırıp dönüştürür. Ustasıyla Istanbul'a gelen Béla hep isyan eder yeni doğasına. Kendine gönüllü av aradığı bir gece, en iyi ve tek dostu olacak cüce ile tanışır. Cüce'den köçek olması için yardımını ister.


Güzel ama eksik bir roman. yani elimizde Osmanlı Istanbulunda terör estirebilecek, neler neler yapabilecek bir vampir var ama başına gelenler, yaptıkları (köçeklik) daha çok vampir parodisi gibi. Kaçırılmış bir fırsat diyebilirim bu kitap için. Çok daha güzel, müthiş bir roman olabilirmiş.



12 Temmuz 2015 Pazar

Mahşer (The Stand)


Stephen King, Altın Kitaplar

Çeviri : Canan Kim. Sansürsüz tam metin.



İşte bir tam metin Stephen King çevirisi ile karşınızdayım. Bundan evvelki kuşa dönmüş çevirileri okuyan dostlar adına üzgünüm. Bu tam metin çeviri gerçekten enfes. Ben kitabı 1 ayda okudum ama araya başka kitaplar aldım. Yoksa 1 haftada okunur sanıyorum. Ya da 2 hafta.


O'yu okuduğum zaman Stephen King'in en iyi kitabı demiştim. Şimdi fikrimi değiştirdim. Mahşer Stephen King'in baş yapıtı. .


Roman, kontrolden çıkan bir süper grip salgını ile dünyanın sonunun gelişini anlatıyor. Kitabın ilk yarısında salgının yayılmasını okuyoruz, kahramanlarımızı tanıyoruz. Bu kısım gerçekten film gibi muhteşem bir akıcılıkta, soluk soluğa okudum. Salgının yayılışı tüylerimi diken diken edecek kadar gerçekçi idi. Bir hafta boyunca aksırıp tıksıran insan gördüğümde korktum. Kahramanlarımız kaçınılmaz olarak iyiler ve kötüler safında yer alıyor. İyilerin başını Frances, Stuart ve Nick çekiyor. Hepsinin ortak noktaları, rüyalarında daha önceden hiç tanımadıkları pek yaşlı bir kadını görmeleri : Abigail Ana.


Kötüler ise Randall Flagg'ı görüyorlar rüyalarında. O da Stephen King'in yarattığı en ürkütücü karakter. O Kara Adam, o sadece yürüyor. Yürürken ölüm ve mahvoluş getiriyor.


Kitabın ikinci kısmında, salgının ardından sağ kalan insanların iki cephede toplanmasını ve iyi ile kötünün kadim savaşını anlatıyor yazarımız.


Harikulade bir roman. Stephen King'in neden kral olduğunun kanıtı.







4 Temmuz 2015 Cumartesi

5 Ronin


Peter Milligan, JBC Yayınları

Çeviri : Emre Taşkıran



Wolverine ve Hulk'ı filmlerden sonra epey sevdiğim için, bunların olduğu bir çizgi roman okuyayım istedim ve 5 Ronin'i seçtim.


Wolverine, Hulk, Deadpool ve tanımadığım diğer 2 kahramanı, feodal dönemim Japonyasında anlatıyor bu cilt bize. Çizgi romandaki bir bölümde, efendisiz samuraylardan birinin hikayesini okuyoruz.

Değişik bir deneme olmuş.




Kurmalı Adam (The Curious Case of the Clockwork Man)


Mark Hodder, Altıkırkbeş Yayınları

Çeviri : Ümit Kayalıoğlu


Burton & Swinburne maceraları 2.kitap



Yaylıbacak Jack ile tanıştığımız cesur kaşif Sir Richard Francis Burton ile sapkın şair Algernon Swinburne ikilisinin bu yepyeni macerasında, kahramanlarımız tuhaf güçleri olan kadim taşları kontrol ederek Viktorya dönemi Londrasında kaos yaratan gizli güçlerle mücadele ediyorlar.


Kahramanlarımız nefis detaylarla bezeli, harika mekanik araçlarla dolu buhar çılgınlığı dünyasında yaşıyorlar (steampunk). Yaylıbacak Jack romanında anlatılan olaylar sebebiyle tarihin akışı değişmiş, Viktorya çağı, evlere şenlik buharlı makineler ve icatlarla dolup taşmış. Kitapta adı geçen karakterlerin hepsi gerçek kişilikler, kitabın sonunda bizim bildiğimiz şekliyle tarihte yer almış bu karakterlerden bahseden bir kısım var..


harikulade bir kitap, bayıla bayıla okudum. Steampunk ve fantastik tarzın nefis bir bileşkesi olan bu seriyi çok seviyorum. Altıkırkbeş'ten devamını beklemekteyiz.