31 Aralık 2015 Perşembe

Bin Yıllık Hemşehri


Halil Babilli, April Yayınları


Yılın son kitabı pek tatlı bir Istanbul güzellemesi. Theo Istanbul'un fethedildiği gün ölüp, ölümsüz bir gelincik olarak hayata geri dönüyor ve Istanbul'un bir sürü gizemine, meraklı olayına şahit oluyor.

Çok güzel bir kitap, keşke daha uzun olsaydı. Bütün hikayeler çarpıcı bir kurguyla birbirine bağlansaydı ve bütünlüklü bir roman haline gelseydi mükemmel olurdu.



27 Aralık 2015 Pazar

Siyah Damar (Mud Vein)


Tarryn Fisher, Aspendos Yayınları

Çeviri : Merve Altıparmak


Kahramanımız Senna insanlardan kaçan bir yazar. Bir gün uyandığında kendini karla kaplı bir arazideki evde yatakta buluyor. Buraya nasıl gelmiş, kim kaçırmış hiç bir fikri yok. Hikaye Senna'nın evden kurtulma ve hayatta kalma hikayesini anlatıyor.

Bence çok akıcı bir gerilim romanı. Baş karakter Senna acılarıyla, dayanma gücüyle çarpıcı bir kahraman. Kitabın merak duygusu sonuna kadar devam ediyor. Ancak çeviride beni epey rahatsız eden unsurlar vardı. Bu yazarı merak ettim.



Harley Quinn Cilt 1 - Şehrin Ateşlisi (Harley Quinn Volume 1 : Hot In the City)


Amanda Conner, Jimmy Palmiotto , JBC Yayıncılık

Çeviri : Güneş Becerik Deviren


Batman evreninden tanıdığımız bir kahraman Harley Quinn. Joker'e delice aşık kaçık psikolog olarak tanıyoruz bu deli kızı. Harley'e bir hastasından miras olarak New York'ta bir bina kalıyor. Müthiş bir hayvansever ve hayvan hakları savnucusu olan Harley de pılısını pırtısını toplayıp New York'a taşınıyor. Biz de bu uçuk kaçık delişmen kızın maceralarını okuyoruz.


Bence saçmasapan ama eğlenceli bir çizgi roman. İlk bölümde Harley yazarlarla konuşarak kendine en uygun çizeri arıyor. Bu kısımlar çok güzel. Farklı tarzlarda çizilmiş Harley tiplemeleri çok komik. Sonra da pata küte maceradan maceraya koşuyoruz.




26 Aralık 2015 Cumartesi

Hoş Geldin Hüzün (Bonjour Tristesse)


Françoise Sagan, Everest Yayınları

Çeviri : Nurullah Ataç



Françoise Sagan bu kitabı 19 yaşındayken yazmış. Kitabın kahramanı da 17 yaşında bir genç kız, Cecile. Cecile ile hovarda babası vur patlasın çal oynasın bir hayat sürmekteler. Babası Raymond ve babasının metresi Elsa ile yazlığa gittiklerinde Cecile de bir delikanlıyla tanışıyor. Bu esnada villaya Cecile'in rahmetli annesinin eski dostu Anne geliyor. Anne aklı başında, olgun dolgun bir kadın. Raymond Elsa'dan ayrılıp Anne ile evlenmeye karar verince Cecile çıldırıyor ve Anne'i babasından ayırmak için hain bir plan kuruyor.


Bir genç kızın hezeyanları olarak özetleyebilirim. Merak ettiğim bir klasik olduğu için okudum. Nurullah Ataç'ın geçmişte kalan o zarif Türkçesi kitaba ayrı bir lezzet katmış.




17 Aralık 2015 Perşembe

Sandık Odası


Sezgin Kaymaz, İletişim Yayınları


Sezgin Kaymaz'ın ikinci hikâye kitabının yayınlanmasının üzerinden 10 sene geçmiş. Ben yeni okudum bu  acıtıcı, komik ve gerçek üstü hikayelerle dolu kitabı. Ne bileyim, öykü okumaya karşı hep mesafeliyimdir. Roman severim ben, Aziz Nesin'den sonra öykü okumayı bıraktım diyebilirim. Ama söz konusu Sezgin Kaymaz ise, telefon rehberi bile yazsa okuyacağım için, kitabı hevesle aldım elime. Ve tabii söz konusu Sezgin Kaymaz olunca hayal kırıklığı mümkün olmuyor. Elleri dert görmesin.


Sandık Odası'ndaki hikâyeler Bakele'deki gibi kısa kısa değil, daha uzun, dolayısıyla daha çok sevdim bunları.


Medet kadar da uzun değiller. Tam 18 tane hikâye var Sandık Odası'nda:

-Ateşin Var mı Birader? : Süper, yüzsüzlük ve dostluk hakkında:)
-Eşşek Şakası : Şaka yapmaya meraklı bir genç tıp fakültesine girer ve olaylar gelişir.
-Çok Oldu Kız Gideli : İçinize oturan bir hikaye
-Geleneksel Kömüş Günü Şenlikleri : Harika bir hikaye, zayıflamaya kararlı bir obez ailenin başına gelenler:) Çok güldüm.
-Ümit : Ümit etmek ve şükretmek hakkında bir mesel.
-Elmaların Yongası : Bir türkü nasıl söylenir, saz nasıl çalınır?
-Kuduz : İnsanlar nasıl birbirini gaza getirip berikini linç ediyorlar.
-Biz Geldik : Yine bir ölüm hikayesi.
-Kaybedenler : Fakir ile zengin, aşağıdakiler ile yukarıdakiler hikayesi.
-Helva : Bir kaç arkadaş, mezarlıkta bir oyun oynarlar ama...
-Bakar mısınız : Birini koşulsuz sevebilir misiniz? Çok iç acıtıcı bir hikaye.
-Hayat Devam Ediyor : Aşk nedir?
-Çık Ordan! : Ayyy müthiş bir hikaye, çık çık! çık!
-Sakarlık Bulaşıcıdır : Hayatımda okuduğum en komik hikaye, koltuktan düştüm resmen gülmekten.
-Bak Postacı Geliyor : Önyargı hakkında bir hikaye, tabii bir de Julia var:)
-Sen Alkol Kokuyorsun! : Yine önyargı, yargısız infaz hakkında nefis bir hikaye.
-Hayırlı Evlat : Nasıl mafya olunur:)
-Yakın Hafıza : Unutkanlık hakkında, aklım döndü okurken:)


Sezgin Kaymaz'ın harikulade Türkçesi ve müthiş mizahı ile bezenmiş bu öyküleri kaçırmayın!




13 Aralık 2015 Pazar

Medet


Sezgin Kaymaz, İletişim Yayınları


Canım Sezgin Kaymaz'ın kitaplarını okurken hikayeleri en sona bırakmıştım. Pek hikaye okumak alışkanlığım yok, okudum mu uzun uzun, doyasıya roman olsun istiyorum. Medet'teki hikayeler de uzun ve çok lezzetliler. Çok severek okudum.

Kitapta 5 tane hikaye var:

Medet : Çok çarpıcı bir köpek hikayesi, ağlatır. Beni ağlattı.
Gelip Giderler : Ölüm ve ölüm sonrası hakkında, altı çizilesi bilge satırlarla bezeli bir hikaye.
Hayırlı Yolculuklar : Bir lise hentbol takımının otobüs yolculuğunu anlatan bu hikayedeki bir paragraf, Türkiye'nin çok partili dönemini müthiş bir şekilde anlatıyor. Bir de takımın idarecisinin anlattığı bir fıkra var ki, hala gülüyorum o fıkraya:)
Alo? : Kaderin oyunlarına dair gerçek üstü bir hikaye.
Tevzadze Kim : Bir şaheser, hiç bir bedduası tutmayan Münevver ebenin hikayesi harikulade. O şahane beddualarını da bir kenara not ettim, lazım oldukça bilmek lazım:)





12 Aralık 2015 Cumartesi

M Treni (M Train)


Patti Smith, Domingo Yayınları

Çeviri : Seda Ersavcı


Domingo, en sevdiğim yayıncılardan biri, farklı lezzetlerde yayınladıkları romanları her daim okumaktan zevk almışımdır. Yazarını tanımasam da "Domingo basmış" der ve okurum. ne yazık ki bir süredir roman değil boyama kitabı basmaya başlayarak beni üzdü Domingo. Kitap Fuarındaki kısacık sohbetimizde roman piyasasındaki düşüş sebebiyle bu yola girdiklerini söylemişlerdi. Daha evvel Çoluk Çocuk ile hayran kaldığımız Patti'nin yeni kitabı çıkınca roman orucunu açmışlar çok şükür.


Patti bu kitabında 65 yaşında ve en sevdiği kahvecide, her zamanki masasında oturmuş defterine karalarken aklından geçenleri, kocasına duyduğu özlemi, seyahatlerini anlatıyor. Gündelik hayatının rutinine bizi de katıyor, bu esnada yüzde yüz tam bir sanatkarın düşünüş şekline tanıklık ediyoruz. Patti bize rüyalarını ve hayallerini açıyor. Ona eşlik edip etmemek size kalmış.


Bu arada benim gibi kahve sever biriyseniz, kitabı okurken evde kahve bulunmasına özen gösterin. Benim kahvem bitmişti ve kitabı kapatınca koşa koşa gidip kafam kadar bir Americano içtim. Patti o kadar çok ve seve seve kahve içiyor ki, sayfalardan adeta burnuma kahve kokusu tüttü!


 Kolayca tavsiye edilebilen bir kitap değil M Treni. Oldukça şahsi bir kitap, herks kendi okuyup karar vermeli. Benim serbest çağrışımla ilerleyen bazı yerlerde kitaptan uzaklaştığım oldu. Ama sonrasında anılarına dönen Patti yine beni kendine bağlamayı bildi.


Patti yine yazsın, ben okurum!



Marakeş'te Sesler (Die Stimmen von Marrakesch)


Elias Canetti, Sel Yayıncılık

Çeviri : Kamuran Şipal


Bu küçük kitapta, Nobel ödüllü yazar Elias Canetti'nin Marakeş seyahatinden izlenimlerini okuyoruz. Anlatımı bana biraz fazla edebi geldi. Söz konusu seyahat olunca biraz daha heyecanlı bir anlatımı tercih ediyorum.




6 Aralık 2015 Pazar

Ateş Canına Yapışsın


Sezgin Kaymaz, İletişim Yayınları



ÖNEMLİ BİLGİ : 20 Aralık 2015 Pazar günü, Kadıköy'deki Akademi Kitabevinde Sezgin Kaymaz'ın imza ve söyleşisi olacak. Kaçırmayın dostlar.


Ateş Canına Yapışsın, bize en eski hikayeyi, ilk hikayeyi anlatıyor: Adem'in haram meyveyi yiyerek cennetten kovuluş hikayesini. Fakat bu hikayeyi Sezgin Kaymaz'ın o kendine has, zengin, deli dolu, renkli Türkçesinden ve de bizzat Azazil'in bakış açısından  okuyoruz.


Azazil, Cennet'te huzur içinde yaşayan büyük meleklerden biri. Ama yazarımız Cennet'i nasıl anlatmış hikayenin arka planında okumanız lazım. Ağzım açık kaldı o capcanlı tasvirlere, gidip gördün mü be adam? Ben görmüş kadar oldum, sağ olsun.


İşte Azazil bu binbir türlü mahlukatın, küçük meleklerin, meleciklerin ve tabii ağır abiler Azrail, İsrafil, Cebrail ve Mikail'in gül gibi yaşayıp gittiği Cennet'te, meleciklere ders verirken beklenmedik bir anonsla cümle Cennet ahalisi Kükreyen Çimenler Platosuna çağrılır. İsrafil burada surunu ilk kez üfler ve o meşum anonsu yapar Cebrail: Tanrı Âdem'i yaratmıştır ve tüm Cennet ahalisinin Âdem'e secde etmesini buyurmaktadır.  Tabii Hocaların Hocası, Büyük Usta, dumansız ateşten yaratılmış Azazil kilden yaratılmış Âdem'e secde etmeyi kabullenemez.


Kitap Azazil'in gözünden ilerliyor, o kendine has esprisi, akıl yürütmeleri ve son derece zengin tasvirleri ile isimlerini hep bildiğimiz Cennet ahalisini yepyeni bir gözle görüyoruz. O denli detaylarla bezeli ki bu ince kitap, bütün gece yatmayı unutup okudum da okudum. Azazil'in varlığındaki ateş canına yapıştıkça, yani İblis'e dönüştükçe dünyevi kelimeler ile konuşması; ama her ettiği lafta ne dediğini kendi de bilememesi... Kitabın en başında verdiği sabır dersi... Güzel ile çok güzelin arasındaki farkı meleciklere anlattığı an... İlle de Provokatif Didaktif ders verme yöntemi ile devir devirebildiğin kadar konuşmaları.... Hele Âdemelmasının hikayesi nasıl ince bir düşüncedir? Sağ olsun yazarımız Havva'nın üzerinden bir yükü almış:)


Müthiş bir edebiyat şöleni, Ateş Canına Yapışsın. Türkçenin zenginliğine hayran olacağınız bir eser. Harikulade.




Daha Ne Olsun (If This Isn't Nice, What Is?)


Kurt Vonnegut, April Yayıncılık

Çeviri : Algan Sezgintüredi


Kurt Vonnegut tanışmak istediğim bir yazar idi, Daha Ne Olsun ile okumaya başladım. Sırada Şampiyonların Kahvaltısı ve Mezbaha 5 var.


Daha Ne Olsun bir roman değil, yazarın çeşitli üniversitelerin mezuniyet törenlerinde yaptığı konuşmalardan bir seçki. Daha çok yazarı tanımak maksatlı okudum. henüz yeni mezun olmuş, yolun başındaki adaylara verdiği sıra dışı öğütlerle ne denli samimi ve harika biri olduğunu anlayabiliyoruz.


Şuraya alıntılamazsam çatlarım:

"Ivır zıvır alabilmek için çantanızdan para araklayan yapayalnız bir gerzek olsun istemiyorsanız, çocuğunuzu TV ve bilgisayardan uzak tutun.

Kitaplardan vazgeçmeyin. Dostane ağırlıkları, hassas parmak uçlarınızla çevirdiğinizde sayfalarının tatlı gönülsüzlüğü ne güzeldir... Beyinlerimizin büyük bölümü, elimizin değdiğinin iyi olup olmadığını saptamaya uğraşır. Üç kuruş edebilecek her beyin, kitapların iyi olduğunu bilir.

Sakın internetteki hayaletlerden aile kurmaya kalkışmayın.

Bir Harley alıp Cehennem Melekleri'ne katılın, daha iyi. "


Bir de şunu da yazayım, son. Daha da noktalı virgül kullanmam zaten:)

"İlk kural : noktalı virgül kullanmayın. Noktalı virgüller hermafrodit travestilerdir; hiçbir şeyi temsil etmezler. Tek yaptıkları, üniversite gördüğünüzü göstermektir."


Algan Sezgintüredi'nin pek lezzetli çevirisi ile gayet keyifli, ufacık tefecik bir kitap.