30 Ağustos 2016 Salı

Ölüler Sır Saklamaz (Silent Witnesses)


Nigel McCrery, NTV Yayınları

Çeviri : Algan Sezgintüredi


Ölüler Sır Saklamaz polisiye düşkünleri için biçilmiş kaftan. Adli tıbbın teşhis yöntemlerinin yüzyıllar içindeki keşif ve gelişmelerini üstelik gerçek vakalar eşliğinde anlatıyor kitabımız. Parmak izi, balistik, kan grubu ve günümüzde DNA yöntemlerinin keşiflerini ve gelişmelerini okuyoruz kitapta. İlginç bilgilerle dolu bir kitap bu; misal insan kanı ile hayvan kanı 1901 senesine dek ayırt bile edilemiyormuş. Kitabı okurken bizim de ne denli geri kalmış bir toplum olduğumuzu düşünmemek elde değil. Avrupa'da 1794 senesinde balistik araştırması ile suçlu yakalanıyormuş.


Tanıtım bülteni:

İngiltere'de 1996 yılında başlayan, bugün 18. sezonu yayınlanan Silent Witness dizisinin yaratıcısı,
yazar Nigel McCrery'den solukları kesen bir kitap.

ÖLÜLER SIR SAKLAMAZ adlı kitabında adli bilimler tarihine göz atan McCrery, heyecanlı mı heyecanlı bu geçmişi gerçek vakalarla süslüyor.

Bu büyüleyici ve ürpertici eserinde adli bilimler tarihine dalan Nigel McCrery, suç mahallerinde bulunan delilleri okumaya yönelik inanılmaz tekniklerin gelişimini inceliyor. Kimlik tespiti, balistik, kan, deliller, ceset, zehirler ve DNA bölümlerinden oluşan ÖLÜLER SIR SAKLAMAZ adli bilimlerin bütün ana dallarını ele alıyor.

Adli bilimler tarihindeki her bir gelişme ve keşfin rüştünü ispatladığı vakaları anlatan yazar okura gizemleri uzmanlarla birlikte çözme hazzı da tattırarak bilimsel ilkelerin uygulamalarını gösteriyor.



29 Ağustos 2016 Pazartesi

Körburun


Hikmet Hükümenoğlu, Can Yayınları


En başta söyleyeyim, bu sene okuduğum en güzel romanlardan biri Körburun. Yaklaşık 600 sayfalık dev bir roman bu, yine de bir oturuşta okudum kitabı. Sayfalar su gibi akıp gitti.


Körburun, yazarın kurguladığı bir ada, bizim İstanbul'un Prens adalarından biri, misal Heybeli gibi. Bu adanın 1960'lardan günümüze yakın tarihini anlatıyor yazarımız bize, adada yaşayan çeşitli karakterler üzerinden. Tabii ada Türkiye'nin aynası, küçük bir modeli gibi. Bol karakterli ve bol hikâyeli bir roman bu, sonunda tümü mükemmel şekilde birbirine bağlanıyor.


6-7 Eylül olayları esnasında Fener'de yaşayan ve en iyi dostlarını evlerinin bodrum katında saklayan bir ailenin evlâdı olarak; kitabın belirli bir kısmı beni çok etkiledi. Zaman zaman elimden bıraktım, kabaran duyguların yatışmasını bekledim. Bir noktada, yazarın bir önceki romanından kedi Herkül ile karşılaşmak da çok ama çok hoşuma gitti.


Çok güzel bir kitap.



28 Ağustos 2016 Pazar

Taşlarda Gizli Tanrılar (A God in Every Stone)


Kamila Shamsie, Kırmızı Kedi Yayınları

Çeviri : Olcay Boynudelik


Temmuz 1914. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yılları.

Genç İngiliz arkeolog Vivian Rose, Muğla yakınlarındaki antik kent Labranda'da Zeus tapınağını keşfeder. Ardından Türk arkeolog Tahsin Bey'in izinde, efsanevi Karyalı gezgin Skylaks'ın incirli tacını bulmak için Peşaver'e doğru yola çıkar.

İngiliz sömürgesi Peşaver'de, Vivian Rose'un yolu genç savaş gazisi Kayyûm ile kesişir. Her ikisi de kendilerini sömürgeciliğe karşı bir özgürlük savaşının içinde bulurlar. Bu savaşta kendilerinin ve memleketlerinin karanlık sırlarıyla da yüzleşeceklerdir.


Ben bu romanı çok seveceğimi umarak almıştım ama hiç sevmedim dostlar. Kahramanımız Vivian'a en ufak bir sempati duymadım. Paralel şekilde hikâyesi anlatılan Kayyum ile Vivian arasında ilişki mi doğacak diye bekledim o da olmadı. Sıkıldım okurken açıkçası.



20 Ağustos 2016 Cumartesi

04:00


Hikmet Hükümenoğlu, Everest Yayınları


Hikmet Hükümenoğlu sevdiğim bir yazar. Bu kitabını epeydir bekletiyordum okumak için, nihayet yeni romanını yayınlayınca elime aldım 04:00 kitabını.


04:00 yakın gelecekteki İstanbul'da geçiyor. Şehir aşırı kalabalık. Etrafta tek bir ağaç bile kalmamış. Taksim meydanı dahil her yer devasa bir şantiyeye dönmüş. Şehri dev reklam ekranlar, mafyalaşmış işportacılar ve neofosforlu renkler istila etmiş. Bir de askerler salgın bahanesi ile kısım kısım semtleri yakıyorlar. Bu yangınların dumanıyla atmosfer zehirlenmiş. Yağmurda kalırsanız siz de zehirlenip ölüyorsunuz. Kuşlar delirmiş, topluca intihar ediyorlar. Tuhaf bir yeteneğe sahip olan kahramanımız da bu şehirde kaybolan bir çocuğu arıyor.


Her zamanki gibi yazarımız gayet akıcı bir roman kaleme almış, sonuna dek zevkle okudum kitabı ancak önceki romanlara göre epey karanlık buldum 04:00'ı. Bu yüzden daha mı az sevdim peki? Hayır tabii ki de. Bu ülke bizleri daha mutsuz, daha umutsz hâle getiriyor günbegün. Bir yazarın da bu gidişattan etkilenmemesi beklenemez. Ayrıca İstabul'un geleceğine baktığımızda aydınlık bir roma hiç de ciddiye alınacak bir çaba olmazdı zaten.






14 Ağustos 2016 Pazar

Winter (Ay Günlükleri 4.Kitap)


Marissa Meyer, Artemis Yayınları

Çeviri : Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur




Ay Günlükleri serisini çok severek okudum. Yazarın yarattığı dünyayı, Ay Halkı ile dünyada yaşayan insanların çekişmesini, androidleri, kahramanlarımız Cinder, Scarlet, Cress ve tabii Kaptan Thorne'u çok sevdim. Wolf ile Prens Kai'yi de unutmayalım. Yine de 800 sayfalık Winter'ı elime aldığımda bir oha çektim. Bu kadar kalın gençlik romanı mı olur insafsızlar bile dedim. Ama kitap o kadar hoşuma gitti ki, 800 sayfayı bir çırpıda okudum.


Serinin son romanında heyecan, macera ayyuka çıkıyor artık. Kahramanlarımız Levana'yı devirip Prenses Selene'yi Ay Ülkesinin tahtına çıkartmak için Ay'da bir devrim yapmaya uğraşıyorlar. Üstelik ekibe yeni katılan bir arkadaşları var : (Pamuk) Prenses Winter. Yüzündeki yara izlerinden gocunmayan, ay sihrini hiç kullanmadığı için buhranlar geçiren bu delişmen kızı Ay Halkı çok seviyor. Tabii bu Levana'nın Winter'dan kurtulmak istemesi için yeterli bir sebep. 


Kahramanlarımız Ay Ülkesine gelip planlarını uygulamaya koymaya başladıkları an işler de ters gidiyor. 800 sayfa boyunca hareket, serüven bir an bile dur durak vermiyor. Levana ve sihirbazlarına karşılık halkı ayaklandırmaya çalışarak var güçleri ile mücadele ediyor kahramanlarımız. Sonunda tüm hikayelerimiz bağlanarak müthiş bir finale ulaşıyor. 


Çok ama çok sevdim bu seriyi. Gençlik romanıymış, kahramanları benim yarı yaşımdaymış umrumda olmadı. Kitabın dünyası harikaydı ve ben o dünyada kaybolmaktan çok zevk aldım.






7 Ağustos 2016 Pazar

Gölgelerin Kanı (Kan Günlükleri 3.Kitap)


Samantha Young, Martı Yayınları

Çeviri : Gülfem Çırak


Tırt serimizin tırt finalinde kahramanımız nihayet kendini buldu, biz de rahatladık. Bu kitapları da kütüphanemden kaldırdım :)