23 Mayıs 2016 Pazartesi

Ritmatist (The Rithmatist 1)


Brandon Sanderson, Doğan Egmont Yayıncılık

Çeviri : Deniz Başkaya


Çok hoşuma giden bir alternatif dünyada geçiyor bu roman. Steampunk öğeleri ile bezeli bu atmosfer umarım serinin ilerleyen kitaplarında daha yoğun yer alır. Tabii biz o bölümleri okuyabilir miyiz orası meçhul. Yine de çok keyifli bir okumaydı.

Ritmatist denen ve çizgilere hükmeden ustalar dünyayı ürkütücü yaratıklara karşı savunmaktadırlar. Dünyaya gelen çocuklar doğuştan Ritmatist ya da değildir. Joel de ritmatist seçilmeyen ama her nasılsa bu konuda çok becerikli bir çocuktur. Akademinin yaşlı hocasını kendine ders vermeye ikna eder ve ritmatistlerin dünyasına adım atar.

Ben çok hoşlandım bu kitaptan.




8 Mayıs 2016 Pazar

Levana (Bir Ay Günlükleri Kitabı)


Marissa Meyer, Artemis Yayınları

Çeviri : Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur


Levana, Ay Günlükleri serisinde bir ara kitap. Asıl seriye ek diyebiliriz, yani seriyi okurken bunu atlasanız da olur. Ben seriyi çok sevdiğim için fazladan bir tane daha okuyayım dedim ama çok da bayıldığımı söyleyemem.

Ay Kraliçesi Levana'nın çocukluğuna giderek ne olup bittiğini, bu kadının nasıl bu denli psikopata dönüştüğünü öğreniyoruz bu kitapta ama diğer kitaplar gibi güzel değil bu ara bölüm. 

Levana'nın sihri olmadan nasıl göründüğünü öğrenmek isteyenler okuyabilir.





7 Mayıs 2016 Cumartesi

Bedel (Green on Blue)


Elliot Ackerman, April Yayınları

Çeviri : Algan Sezgintüredi


Afganistan. Orta Asya'da dağların arasına sıkışmış bir ülke. İngilizlerle savaşmış, Rusya tarafından işgal edilmiş, Taliban'ın elinde hayatı kararmış bu ülke halkının yaşadıklarına en çok Khaled Hosseini'nin Bin Muhteşem Güneş ve Uçurtma Avcısı kitapları ile tanık olmuştuk.


Bedel bizi Afganistan dağlarındaki savaşın en içine götürüyor. Kitabın anlatıcısı, kahramanımız genç Afgan delikanlı Aziz, Taliban saldırısında sakatlanan abisinin intikamını, yani geleneksel olarak hak ettiği bedelini almak için Taliban'la savaşan Amerikan güdümündeki bir Afgan birliğine katılıyor. Birlikteki her delikanlı aslında bir bedel uğruna katılmış savaşa. İçlerinden sadece Aziz zamanla savaşın nasıl da danışıklı dövüş olduğunu anlayacaktır, ama bu çarkın içine girmekten başka yol da göremez.


Savaşın ikiyüzlülüğü ve Afganistan'ın kaderine dair çarpıcı bir roman Bedel. Kitabın orijinal ismi "Green on Blue" çevirmenimizin alamet-i farikası dip notlardan öğrendiğimize göre "dost güçler tarafından saldırıya uğramak" mânâsında kullanılıyormuş. Kitabın isminin bunun yerine Bedel olmasını çok yerinde buldum. Peştun geleneğindeki bedel alma hadisesi etrafında dönüyor zira hikâyemiz.


Kitabın kapağı da çok sade ve etkileyici.


"Mobiletler, cep telefonları ve birkaç çatıda boy gösteren ev yapımı çanak antenler başka, daha modern dünyaların ulaklarıydı. Ama bu ilerleme, sahte bir ilerlemeydi. İlerleyeceğimiz mesafeyi değil, savaş her şeyi mahvettiğinde gerileyeceğimiz mesafeyi ölçmeye yarıyordu."



1 Mayıs 2016 Pazar

Horrorstör


Grady Hendrix, Zodyak Kitap

Çeviri : Feyyaz Şahin


Horrorstör, enteresan tasarımıyla illa ki ilgi çeken bir kitap. Kitabın tamamı bir IKEA kataloğunu hatırlatacak şekilde dizayn edilmiş. Kitapta olaylar zaten IKEA'nın çakması ORSK isimli bir mağazada geçiyor. Mağazada tuhaf işler dönmeye başlayınca, bir grup çalışan geceyarısı mesaisine kalıp neler olduğunu bulmaya çalışıyorlar. Sonra gelsin kan banyosu.


Kitabın bölümleri arasında mobilya reklamları görmeye devam ediyoruz. Ama dikkat, ilk reklamlar bildiğimiz kanape, masa tarzı eşyalarken, olaylar geliştikçe korkunç işkence aletlerine evriliyor bu reklamlar. Bu da hoş düşünülmüş bir detay.


Hava kararınca okumalık bir kitap.







Eve Dönmenin Yolları (Formas de volver a casa)


Alejandro Zambra, Notos Kitap

İspanyolca'dan çeviren : Çiğdem Öztürk



Çok güzel bir kitap, Eve Dönmenin Yolları. Kahramanımız çocukluğundan bölük pörçük anıları anlatırken, şimdiki zamanda çocukluk aşkının peşinden koşuyor ve bir roman yazmak için çabalıyor. Ama o çocukluk yıllarının şiirselliğini o denli güzel hissettiriyor ki, hayran oldum. Su gibi akıp gidiyor kitap, çok sevdim.


Kitap altı çizilesi cümlelerle dolu:


"Aslında anne babamızın bir tipi olmaz. Çünkü onlara doğru dürüst bakmayı asla öğrenmeyiz."


"Şimdi son yıllarda yaptığım en iyi şeyin sürüsüne bereket bira içmek ve bazı kitapları kendimi adayarak, tuhaf bir sadakatle, sanki içlerinde bana ait bir can, kadere dair bir iz varmışçasına yeniden okumak olduğunu düşünüyorum."


"Okumak yüzünü kapamaktır. Yazmaksa yüzünü göstermek."


"Pek bilmiyordum ama en azından şunu biliyordum: kimse kimsenin adına konuşamaz. Çünkü her ne kadar bir yabancının hikâyesini anlatmak istesek de eninde sonunda hep kendi hikâyemizi anlatırız."


"Bir kitaptan bize göre olmadığını anladığımızda vazgeçiyoruz. O kitabı okumayı o kadar çok isteyince yazmak boynumuzun borcu diye düşünüyoruz. Birinin çıkıp da okumak istediğimiz kitabı yazmasını beklemekten yorgun düşmüşüz.